Asgari Ücret Meselesinin Düşündürdükleri

AKP iktidarınca asgari ücrete yapılacak zam bir lütuf değil doğrudan işçilerin yıllardır ısrarla sürdürdükleri mücadelenin bir sonucudur. Bu mücadele işten atılmalar, iş cinayetleri, direnişler, intiharlar, aşağılanmalar, yoksulluklar, yoksunluklarla yaşanan bir hayat içinden verilmiştir.

Her seçim öncesi verilen sözler arasında olup en kolay geçiştirilen taleplerden biri taşeronlara kadro ve asgari ücrete hatırı sayılır oranda zam yapılması idi. İşçiler her seferinde iktidara kanıp yanılsalar da sistemin borçlandırma tuzağına düşürüldükleri için “istikrar” adına mecburen iktidara katlandılar. 7 Haziran öncesinde muhalefetin, AKP’yi sıkıştırdığı temel meseleler asgari ücret ve taşeron konularıydı. AKP, 7 Haziran öncesi diğer partilerin bu konulardaki vaatlerini “uçmak”la eleştirerek geçiştirmeye çalışmıştı. Ancak 1 Kasım öncesi söylemini değiştirerek asgari ücreti 1300 TL yapacağını kamudaki taşeronların büyük oranda kadroya alınacağını ilan etti. Bu söylem değişikliği de seçim sonucunda etkili oldu.

Nihayetinde sermayeyi ve devleti iyi tanıyan işçiler diğer partilerin daha yüksek olan ücret önerilerine göre AKP’ninkini daha “gerçekçi” bir vaat olarak gördüler. Bu hamle, AKP’nin savaş çizgisiyle zorla blokladığı seçmen kitlesine eklenen milyonlar demekti. Kuşkusuz bu yazı da derdimiz seçim değerlendirmesi değil. AKP, devlet ve sermaye üçgeninin “kaşıkla verdiğini kepçeyle alma”larını engelleyecek, mevcut kazanımları ileriye doğru taşıyacak bir mücadele hattı için küçük bir vurgudur bizimkisi.

Kamu ve özel tüm iş yerlerinde giderek yükselen oranda konuşulan ana konu, asgari ücrete yapılacak yaklaşık %30’luk zammın kıdemli işçilerin ücretlerini nasıl etkileyeceği konusudur. Sermaye, işçi ücretlerini mümkün olan en yüksek oranda farklı tutarak işçiler arasında rekabeti ve bölünmeyi sürekli yeniden üretir. İşçiler ve ücretli diğer çalışanlar kıdem ve kademe olarak önde gördüklerinin ücretlerindeki artışları sorun etmezken kendilerinin altında gördükleri işçilerin kendileriyle aynı ücrete sahip olmalarına pek içerlerler, kızarlar, bundan dolayı homurdanıp işverene yüklenirler. Şimdi durum büyük oranda bu. Sendikalı sendikasız, kamu özel tüm iş yerlerinde işçilerin talebi asgari ücrete verilen %35 zammın kendi maaşlarına da yansıtılması.

Ancak sermaye ve iktidar mecburen vermek zorunda oldukları bu tavizin içeriğini boşa çıkarmak için çaba içinde. Bazı iş yerlerinde işveren erken davranıp küçük bir yüzdelik zam dilimiyle yükselecek talebi savuşturma peşinde. Diğer yandan eğer böylesi bir talep güçlü şekilde gelişirse sosyal haklar ve ikramiyelerde kesintiye gidererek bir dengeleme arayışı da söz konusu.

AKP artık yıllarca din ile iman ile milliyetçilik ile rızalarını aldığı geniş emekçi kesimleri sadece bu söylem ile ikna edemeyeceğini biliyor. O yüzden kesenin ağzı açılmak durumunda kaldı. Zaten ülkemizde işçilik maliyetleri yerlerde süründüğü için verilen zammın kavanozu gösterip dudağa bir parmak bal çalmak anlamına geldiği aşikar. Ancak hazır kesenin ağzını açılmışken keseye değil de kasaya göz dikmek emekçi sınıfların hakkı. Elbette taşeron sisteme son verilmesini sağlayarak. Elbette eşit işe eşit ücret alınmasını sağlayarak. Elbette otuz beş saat çalışma haftasının uygulanmasını sağlayarak. Aşağıda devlet ve özel sektörden bazı maaşlar var. bu maaşı alanlarında çoluğu çocuğu var. Asgari ücret alanların da çoluğu çocuğu var. Kuşkusuz bu tablo Allah yazgısı değil insan yapısı. Asgari ücretli çok çalışınca şirket CEO’su olmayacağına göre. Ya aldığına şükredip aza tamah edecek ve çocuklarına kendi sahip olduğundan daha beter bir kader bırakacak. Ya da diğer işçi kardeşlerinin koluna girip korkusuz tavizsiz bu aşağılık düzenle mücadele edecek. Ali Koç’a diyecek ki koçum yemezler, yedirmezler. Hesabı hep öbür tarafta gönderttiniz şimdiye kadar. Gidenlerden haber alamadık. Ancak biz şimdi işçiler olarak eski angajman kurallarını değiştirdik. Hesabı bu dünya da size ödeteceğiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 45.000 TL

Başbakan 14.500 TL

Melih Gökçek 18.200 TL

Kadir Topbaş 18.200 TL

Türk-İş Başkanı 30.000 TL

Hak-İş Başkanı 35.000 TL

Kamusen Başkanı 10.000 TL

Holding CEO’larının maaşlarının trilyonları aştığını gösteren verileri basit Google taramalarından herkes bulabilir. Yine Hak-İş ve Türk-İş yöneticilerin aldıkları yüksek maaşlar yetmiyor yanına yıpranma payı adı atında yüksek hizmet bedelleri alıyorlar, işçi aidatlarından günlerini gün ediyorlar.

Şu an net asgari ücret 1000,54 TL

Yapılacak zamla 1.300 TL olacak