En az yüzde 24.8’inin işsiz olduğu memleketimizde 13 milyon genç (15-24 yaş) bulunuyor. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversitede (açık öğretim öğrencileri dahil) en az 25 milyon kişi eğitim ve öğretime devam ediyor. Genç nüfus oranının bu kadar yüksek olmasına rağmen biz gençler bütün temsiliyet araçlarından yoksun bırakılırken katılım mekanizmalarının da dışında atıldık.
İşsizlikle boğuştuğumuz ya da kampüsteki yüksek yemek ücretleriyle baş edemediğimiz sırada sorunumuzu, taleplerimizi dile getirmenin bile çeşitli yöntemlerle önüne geçilmeye çalışılıyor. Bu sokakta polis saldırısı olurken, üniversitede ise soruşturma, burs kesme ya da üniversiteden atılma şeklinde tezahür edebiliyor. Bunlar kimi zaman iç içe olabiliyor elbette, polislerin bekçilik yaptığı çokça üniversite kampüsü örneği önümüzde duruyor…
Temsiliyet araçlarından yoksun, bütün katılım mekanizmalarının dışında, nitelikli ve bilimsel eğitim alamayan, yurt yetersizliğinden yurtlarda kalamayan, burslardan yararlanamayan, geçinemeyen, geleceğini göremeyen, ayrımcılığa uğrayan, stajlarda sömürülen, güvensiz ve güvencesiz çalışan, üniversitesi bölünüp sürgüne yollanan, eğitim ücretini ödeyemeyen, yalnızlaşan, kendi fakültesinde söz söyleyemeyen 13 milyon lise ve üniversite öğrencisi olarak şu soruyu cevaplamanın zamanı geldi: Ne yapmalı?
Talana açılmaya çalışılan Kavaklık alanını direnişle savunan, yapılmak istenen KYK Yurdu’na direnişle karşılık veren ODTÜ öğrencileri; üniversiteleri bölünmeye başladığında “Üniversiteme Dokunma!” diyerek Beyazıt’ta forumlarıyla, pankartlarıyla sözünü söyleyen İstanbul Üniversitesi öğrencileri; fakültelerinin taşınmasının önüne geçmek için 4 aydır aralıksız direnen Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri; yurt zamlarının ardından yıllardır forum yapılamayan üniversiteleri içinde bir günde forum örgütlemiş ve bir program etrafında mücadeleyi kesintisiz kılmanın yollarını arayan Özyeğin Üniversitesi öğrencileri; yurt zamlarının geri çekilmesi için bir araya gelen İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri; müdürün dini sohbetlere çağrı mesajlarına lise içerisinde eylem yaparak karşılık veren Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencileri ve daha nice küçüklü büyüklü örnekler bize gençliğin büyük çoğunluğunu oluşturan öğrencilerin yaşadığı sorunlara karşı birlikte çözüm yolları aradığını gösteriyor.
Ancak, ne yazık ki bunlar ve benzeri diğer birçok örnek ya bulunulan alan içerisinde çeşitli baskı ve tehditlerle bastırılıyor ya da dışardan gerekli destek ve dayanışma alınamadığı için sönümleniyor. Öğrencilerin maruz bırakıldığı bu kuşatmalar yine bizlerin, diğer öğrencilerin bu direniş ve eylem pratiklerinden habersiz kalmasına neden oluyor.
Gençlik Komiteleri olarak, bu manzara içinde gençliğin iletişim, dayanışma ve mücadele ağlarını yaratmanın peşindeyiz. Üniversitelerde, liselerde, mahallelerde, staj yerlerinde, yurtlarda, gençlik kesimlerinin bulunduğu her yerde komiteleşmenin, mücadele ve dayanışma olanaklarını kurmanın, genişletmenin ve birleştirmenin yollarını arıyoruz. Çünkü bu manzarada gördüğümüz; organize ve hızlı hareket etmeye, üretken ve donanımlı olmaya, gerçeği kavramaya ve birlikte mücadele etmeye meyyal bir gençliğin, bulduğu bütün çatlaklardan sızan coşkusu ve değiştirme gücü.
İşte tüm bunlar bize, gençliğin iletişim, dayanışma ve mücadele ağlarını inşa ettiğimiz ve edeceğimiz zemini tanımlamayı, gençliğin gerçekliğini somutlaştırmayı ve sesimizi coşkulu bir biçimde duyurmak için Öğrenci Forumu’nu gerçekleştirme sorumluluğunu yüklüyor. Bundan sonra manzarayı değiştirmek de cüretimizin büyüklüğüne, ayaklarımızı bastığımız toprağın sağlamlığına, gökyüzüne uzattığımız kollarımızın kuvvetine bakıyor.
2019 Aralık ayı içerisinde gerçekleştirilecek Öğrenci Forumu; gençliğin tarihsel ve güncel sorunlarını belirlemek, ekonomik, politik ve sosyal taleplerini yan yana getirmek, mücadele ve dayanışma olanaklarıyla yakın ve orta vadeli çözümleri tartışmak için lise ve üniversite öğrencileri başta olmak üzere çeşitli gençlik kesimlerini bir araya getirmeyi planlıyor. Farklı üniversitelerden öğrencilerin bu sorunlar, talepler ve çözüm önerilerine dair yapacağı hazırlıklı konuşmaların yanı sıra serbest tartışmalar yapacağız ve mücadele deneyimlerimizi de paylaşacağız. Bu yüzden Öğrenci Forumu, başta öğrenciler olmak üzere çeşitli gençlik kesimlerinin kitlesel ve geniş katılımını sağlayarak organize edilebilir. Sorunlarımızda, taleplerimizde yalnız olmadığımızı, birlikteyken güçlü olduğumuzu bir kez daha hissetmek ve hatırlatmak için toplanacağız.
Bugün, kendimizi hep daha çok öğrenmek, daha girişken olmak, daha çok insan tanımak, daha çok dil bilmek zorunda hissediyoruz. Bunlara karşılık ise daha itaatkar ve kanaatkar olmamız bekleniyor. Bu kez yeteneklerimizi başkaları için değil, kendimiz için kullanalım! Öğrenci Forumu’nu, bütün gücünü öğrencilerin kendisinden alan, bütün organizasyonu öğrenciler tarafından yapılan bir forum olarak var edeceğiz. Yeteneklerimizi, aklımızı, fikrimizi, çevremizi, gücümüzü Öğrenci Forumu ve gençliğin iletişim, dayanışma ve mücadele ağı için seferber edeceğiz. Az ya da çok, hepimizin yapabileceği şeyler var!
Organize ve yoğun bir çalışmayla Eylül, Ekim ve Kasım ayları boyunca hazırlanacağız. Elimizin ulaştığı her yere afiş asacağız, dilimizin döndüğü her yerde Öğrenci Forumu’nu anlatacağız, yazıyla, müzikle, haberle, röportajla, videoyla; bütün araçları kullanarak Öğrenci Forumu’nu yaygınlaştıracağız, tanıdığımız bütün genç arkadaşlarımızı davet edeceğiz. Yerel inisiyatifler veya çalışma alanı açısından özelleşmiş toplulukları, kulüpleri, grupları; derdimizi derdi bilecek, derdini anlatacak, çözüm için çalışacak herkesi Öğrenci Forumu’nu birlikte oluşturmaya çağıracağız.
*Bu yazı Komite Dergisi’nin Ekim 2019 tarihli 15. sayısında yayınlanmıştır.