Pandemi sonrası Türkiye ekonomisi toparlanacak mı?

Dünya genelindeki salgın sonrası küresel olarak ekonominin yavaşladığı bu döneme Türkiye ekonomisi hali hazırda olumsuz verilerle girmişti. Birkaç yıldır yükselen döviz, ithalatı pahalılaştırarak üretimi kötü etkilemekte, yurtiçi enflasyonu ve işsizliği arttırmaktaydı. Bunlara eklenen kötü ekonomi yönetimi, sermaye sınıfını ve iktidarı koruma öncelikli olan maliye politikalarıyla da desteklendikçe korona pandemisinin ardından Türkiye ekonomisi için daha vahim bir tablo doğurdu. Durgunluğa karşılık ithalat vergilerinin arttırılması, döviz mevduatı ve konut kredilerinin faizlerinin düşürülmesi gibi oldukça etkisiz önlemler alınırken, işsizlik fonunun gasp edilmesine yönelik plan hızla gündeme alındı. Cari açık için oldukça önemli olan, turizm gelirlerinin düşmesinden kaynaklanan kaybın ise ancak yüksek döviz nedeniyle artacak ihracatın kapatacağına umut bağlandı.

Mayıs ayında merkezi yönetim bütçe açığı 17,3 milyar TL oldu. Ocak-Mayıs dönemindeki toplam açık 90 milyar TL’yi aştı. 2020 geneli için hedeflenen 139 milyar Lira’lık açığın yüzde 65’ine ilk 5 ayda ulaşılmış durumda. Bütçe açığı nedeniyle Hazine’nin borçlanmasında da patlama yaşandı. Nisan’da iç borç çevirme oranı yüzde 295’e vardı. Mayıs ayında ise 75.6 milyar TL iç borçlanma gerçekleştirildi ve iç borç çevirme oranı yüzde 380’e yükselerek rekor seviyeye ulaştı. İç borç çevirme oranı geçtiğimiz yıl ise sadece yüzde 132’ydi.

Kamu bankaları öncülüğünde konut kredilerinin faizi düşürülmesi ile inşaat ve gayrimenkul sektörünün canlandırılması hedeflendi. Yıllardır desteklenen konut politikaları ile Türkiye ekonomisinin önemli bir ayağı haline gelen sektörün canlanması durgunluktan kurtulmanın kısa vadede önemli bir adımı olacak. Ancak faizlerinin düşmesinin ardından konut fiyatları hızlı bir şekilde %17 arttı.

Üretim alanına baktığımızda sanayi üretim endeksinin düştüğünü görüyoruz. 2020 yılı Nisan ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yıla göre %14,5, imalat sanayi sektörü endeksi %33,3 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %14,9 azaldı.

Son on yılın zirvesinden dönen işsizlik ise hala oldukça yüksek oranla %13,2 seviyesinde gerçekleşti. 15-64 yaş grubunda işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,8 puan azalışla %13,5, tarım dışı işsizlik oranı ise 1,1 puanlık azalışla %15,1 oldu. Bu yaş grubunda istihdam oranı 3,5 puanlık azalışla %46,5, işgücüne katılma oranı ise 4,7 puanlık azalışla %53,7 oldu. İşsizlik verisinde, işsizlik oranının azalıyor görünmesinin sebebi ise işgücüne katılma oranının düşmesi.

Ekonominin toplarlanmasına dair öncü bir veri olan perakende satış oranları da yine güzel gözükmüyor. Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2020 yılı Nisan ayında bir önceki yıla göre %19,3 azaldı. Aynı ayda gıda dışı satışlar %36,7, otomotiv yakıtı satışları %20,1 azalırken, gıda, içecek ve tütün satışları %12,5 arttı.

Tüm bu veriler bize Türkiye ekonomisinin pandemi sonrası aldığı darbe ile beraber toparlanmaktan oldukça uzak olduğunu gösteriyor. İşsizlik ve yoksulluk artmaya devam ediyor. 2020’nin ikinci yarısı da işçi sınıfı için ekonomik anlamda zor geçecek.

*Bu yazı Komite Dergisi’nin Ağustos 2020 tarihli 20. sayısında yayınlanmıştır.